Mizaç, Karakter ve Kişilik Kavramları

Psikiyatri de genellikle herhangi bir davranışın altında yatan dinamikler çok irdelenir. Depresyonda ki bir hasta, panik atak veya bipolar bozukluğu olan hasta da davranışın temellerine inildiğinde genellikle hastanın yakınları bize “bunu neden yapıyor” rahtasızlığından mı gibi sorular yöneltmektedir. Bu açıdan hastalıkları gözetmeksizin psikiyatride mizaç karakter ve kişilik tanımlarını yapmak istedim.

Mizaç (temperament) tabiat, yaradılış, huy anlamında kullanılmaktadır. Uyaranlara doğuştan yapısal olarak belli bir şekilde tepki verme eğilimidir. Son günlerde moda olan Fıtrat kelimesini de kullanabiliriz.  Mizaç, antik çağda “benlik ve özelliklerinin bireysel ve biricik oluşunun biyolojik temeli” olarak tanımlanmıştır.

Psikososyal araştırmalara göre mizaç, kalıtılan gelişimsel olarak sabit olan kişilik içerikleri olarak kabul edilir. Mizaç alanları çocukluktan erişkinlik dönemine sabittir ve farklı kültür ve etnik yapılarda yapısal olarak tutarlıdır. Bireylerde görülen mizaç özellikleri yaklaşık %50 oranında kalıtılabilir. Genetik faktörler sıklıkla mizaç tipini belirler. Diğer taraftan mizacın zamanla kısmi ölçülerde değişme göstereceğine de inanılmaktadır.

Karakter, çocuğun büyürken kullandığı savunma mekanizmalarının, endojen mizaç eğilimlerine ve çevresel etkilere adaptasyonunun bir sonucudur. Karakterin kalıtımı daha zayıftır ve sosyo-kültürel öğrenmeden ılımlı düzeyde etkilenir. Karakter çocukluktan erişkinliğe adım adım olgunlaşır. Bu olgunlaşma önceki mizaç örüntüleri ve sosyokültürel eğitimle doğrusal bir ilişki içerisinde değildir. Karakter istemli amaçlar ve tutumlar çerçevesinde verilen yanıtlardır.

Kişilik (personality), yapısal etkenler, gelişimsel etkenler ve toplumsal deneyimlerden kaynağını alan, bireyin kendine özgü yaşam tarzı ve uyum modellerini belirleyen, içe sindirilmiş düşünüş, duyuş ve davranış kalıpları olarak tanımlanmıştır. Uzun bir zaman süresince kişiyi bir varlık olarak oluşturan, tanımlayan ve diğerlerinden ayırt eden özelliklerdir. Herkesin yaşam biçimi olarak bilinçli ve bilinçdışı yollardan geliştirdiği kökleşmiş davranış biçimleridir. Kişilik, kişi ile çevresi arasındaki düzgün, kararlı, sabit, karşılıklı bir ilişkiyi devam ettirrnek için kullanılır. Genetik ve yapısal faktörlerden etkilenir ve çocuğun erken dönem ebeveyn ilişkisi ve sosyal ortamlarla şekillenir.

“Persona” kelimesinin sözcük anlamı “maske”dir. Persona, bireyin dış dünyadaki davranış ve diğerleriyle ilişki kurma tarzı olarak da tanımlanabilir. Kişilik özelliği, kalıcı, alışılmış, yineleyen davranışların toplamıdır ve zaman içinde tutarlıdır. Kişilik özellikleri kişiliğin belirginleşmiş yönleri olup, mutlaka patolojiyi göstermez.

Kişilik bozukluğuna gelince, bugünkü tanımı ile DSM-IV’de kişinin kültürüne göre beklenenden önemli ölçüde sapmalar gösteren, süregiden bir iç yaşantı ve davranış örüntüsüdür; yaygındır ve esnekliği yoktur. Ergenlik ya da genç erişkinlik yıllarında başlar, zamanla kalıcı olur, sıkıntı ya da işlevsellikte bozulmaya yol açar.

DSM-IV kişilik bozukluğunu şöyle tanımlamaktadır: “kişinin içinde yaşadığı kültürün beklentilerinden belirgin olarak sapan, sürekli davranış ve iç yaşantı örüntüsü”. Bu örüntü aşağıdaki alanlardan ikisinde ya da daha fazlasında kendini belli eder:

1. Biliş; yani kendini, başka insanları ve olayları algılama ve yorumlama yolları.

2. Duygulanım; yani duygusal tepkilerin görülme aralığı, yoğunluğu, değişkenliği ve uygunluğu.

3. Kişilerarası işlevsellik.

4. Dürtü kontrolü.

Bu örüntü değişmez; uzun süredir vardır ve başlangıcı en azından ergenlik ya da genç erişkinlik dönemine uzanır. Örüntü esneklik göstermez ve çok çeşitli kişisel ve toplumsal durumları kapsar; klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya, ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da diğer önemli işlevsellik alanlarında bozulmaya yol açar.

DSM-IV’de sınıflandırılan kişilik bozukluğu alt tipleri, şizotipal, şizoid, paranoid, narsisistik, borderline, antisosyal, histriyonik, obsesif-kompulsif, bağımlı ve çekingen kişilik bozukluklarıdır.

DR.Sabri Burhanoğlu - Randevu Al