Aldatmanın Nedenleri

Aldatmanın nedenleri oldukça çeşitli ve karmaşık görünmektedir. Psikoanalitik ve sosyolojik literatüre göre insanların ahlaki mirasları, aşkı olumlu şekilde değerlendirirken, cinselliği olumsuz olarak değerlendirirler ve bu anlayış her yeni nesle aktarılır.

Çocuklar seksin ve dolayısıyla cinsel partnerlerin şeytani ve kötü bir şey olduğunu ancak aynı zamanda cinsellikle yaşanan duyguların da gerekli olduğunu öğrenirler. Çocuklukta aşk ve cinsellik farklı elementler olarak öğrenilirken, yetişkinlikte bireyin bunları birleştirmesi ve evlendiği eşi ile yaşaması beklenir. Ancak her birey, evlendiği eşi ile cinsellik yaşamaktan tatmin olmayabilir ve cinselliği dışarıda bir başkası ile yaşama arayışına girebilir. Birey, aşk ve sevgi tatminini başka bir eşte, cinsel tatmini ise başka bir eşte yaşama eğilimine yönelebilir.

Evlilik dışı ilişkilerin nedenleri arasında cinsiyet farkı vardır. Erkekler ve kadınlar için aldatmanın ortaya çıkma nedenleri farklılık göstermektedir.

Erkekler neden aldatır?

İlişkilerinin hayal ettikleri gibi gitmemesi, yenilik arayışı içinde olma, egolarını ve isteklerini tatmin etme,çevrelerinde ciddi bir ilişki istemeyen kadınların varlığı, yaşayacakları anlık tatmin duygusunun çekiciliğine yenilme, intikam duygusu, erkeklerin aldatma nedenleri arasında yer almaktadır

Kadınların aldatması da sanılanın aksine yeni veya seyrek bir olgu değildir; fakat daha az konuşulan bir durumdur.

Kadınlar neden aldatır?

Kendilerine olan özgüvenlerini arttırma isteği, duygusal olarak ihmal edildiklerini düşünme ve bu ihmali giderme isteği, yeni heyecan arayışı, romantizm ihtiyaçlarını karşılama isteği, eşlerinden ya da partnerlerinden daha zengin ve statü sahibi biriyle beraber olmak arzusu,cinsel olarak tatminsizlik ve hiç bitmeyen ev işlerinin ve sorumlulukların yükünden kurtulma isteği, kadınların aldatma nedenleri arasında yer almaktadır.

Kadınların aldatma davranışları duygusal yakınlık ihtiyacından kaynaklanırken, erkeklerin aldatma davranışlarının rastlantısal olduğu ve duygusal anlam içermemesi, cinsiyete göre aldatmanın nedenlerinin farklılaştığının genel bir açıklamasıdır

Sosyal açıdan bakıldığında normlar, aldatmayı, önleyici ve kolaylaştırıcı olarak ikiye ayırmaktadır. Önleyici alanda, toplumun benimsediği kanunlar, gelenek ve görenekler bulunmaktadır. Kolaylaştırıcı  da ise, başka insanların davranışları temel alınmaktadır. Yapılan araştırmalara göre, yapılması yasaklanan veya hoş karşılanmayan bir davranışı, başkasının da yaptığını gören insanlar, bu tarz yasakları delme konusunda daha istekli olmaya başlamaktadırlar. Bu durum aldatma davranışı açısından incelendiğinde, birlikte olduğu kişiyi aldatan bir tanıdıkları olan insanların, olmayan insanlara göre daha fazla aldatma davranışı içinde bulunduğu görülmüştür.

Aldatma ile evlilik – ilişki tatmini / doyumu arasında birçok araştırmada kuvvetli ilişkiler bulunmuştur  Yapılan bir çalışmada ilişkilerinden “çok mutlu olmayan” kişilerin, ilişkilerinden “çok mutlu olan” kişilere göre dört kat daha fazla aldattıkları ya da aldatmaya yöneldikleri saptanmıştır. Aldatma davranışına motivasyon sağlayan etmenlere bakıldığında, sahip olduğu ilişkisinden yeterli miktarda maddesel veya duygusal kazanç sağlayamayan kişilerin, ilişki dışı bireylerle yakınlaşmaya başladığı görülmüştür.

İlişkiye hissedilen bağlılık seviyesi de aldatma davranışının nedenlerinden biridir. Yaşanılan ilişkiye hissedilen bağlılık, psikolojik bağlanma ve ilişkiye devam etme motivasyonu ile açıklanabilir. Bireyleri, yaşadıkları ilişkiye daha bağlı yapan nedenler, yaşadıkları ilişkiden aldıkları doyum ve ne kadar mutlu oldukları, aldatma davranışına çekebilecek alternatif kişilerin kalitesi, ilişki bittiğinde kaybedebileceği yatırımlar, arkadaşlar veya fedakarlıklar şeklinde tanımlanmıştır.

Eşlere bağlı bireylerin özellikleri

Eşlerine daha bağlı olan bireyler, şu nedenlerden ötürü daha az aldatma davranışına yönelmektedir: şu anki ilişkilerini korumak adına dışarıdan gelen alternatif kişilerin sayısını eksiltmek veya bu alternatifleri daha az çekici bulmak ve aldatma davranışı içinde girildiğinde, bu davranışın sonuçlarının ilişkiye ve ilişki yaşadığı kişiye uzun süreli etkileri. Bu iki olasılığı düşünen bireylerin, kısa süreli zevkler yerine, uzun süreli ilişkilerini tercih etme ve ilişki yaşadıkları kişilere daha fazla bağlılık içinde olma davranışı gösterdiği görülmüştür.

Sorunlu bir ilişki de, aldatmanın gerçekleşmesi mümkün olduğu gibi, kimi zaman herhangi bir sorun yokken de aldatma gerçekleşebilmektedir. Peki böyle bir durumda aldatma nasıl açıklanır? Cinsel olarak tatmin olan ve birbiriyle ilişkisinde mutlu olan bireyler bile kimi zaman birbirlerini aldatabilir. Buna neden olarak da, “kendilerine engel olamadıklarını” ya da “karşı tarafın çekim gücünün, kendilerinden daha güçlü” olduğu sık sık öne sürülmektedir. Bu durumda kişinin nefsini yani dürtülerini kontrol etmesi önemlidir. Bu kontrol, davranışları düzene sokan ve şekillendiren beyin yapılarının daha koordineli olarak çalışması şeklinde açıklanabilir. Bu kontrol insanların çekici alternatiflerin cazibesine kapılmasına engel olmaktadır. İnsanlar, daha çekici bir alternatifle karşılaştığında, ani dürtüsel tepkileri ile, uzun süreli ilişkisini korumaya yönelik tepkiler arasında bir çatışma yaşamaktadır. Romantik bir ilişkide olsun veya olmasın, güzel bir insan gördüklerinde, otomatik olarak bu kişiye bir yakınlık hissedilebilmektedir. Çekici insanlarla karşılaşan kişiler, bu insanlara otomatik olarak eğilim göstermeye yönelmekte, aynı kişiler çekici olmayan insanlarla karşılaştığında, bu eğilimin ortadan kalktığı görülmektedir.

Aldatılan eşin misilleme yapması da, aldatmanın nedenleri arasında yer almaktadır. Ruh sağlığı alanında çalışan bazı  profosyönellerin de böyle öneriler verdiklerini duymaktayız. Ancak hiçbir şekilde bunu önermemekteyiz.

Aldatma davranışını etkileyen bir başka faktör de cinsellik ilgili yaşanmış deneyimler ve kişilerin aldatmaya yönelik tutumlarıdır. Cinsellikle daha fazla ilgili olan kişilerin partnerlerini daha çok aldattığı bulgulanmıştır. Aldatma ile daha önceki cinsel deneyimlerin fazlalığı, pozitif ilişki göstermektedir. Birlikte yaşayan çiftlerin, evlilere oranla daha fazla aldatma davranışı içine girdikleri görülmüştür.

Yapılan araştırmalarda, eşlerine bağlı bir ilişki içinde olan erkeklerin, bekar olan erkeklere göre daha düşük testesteron hormonuna sahip olma eğilimleri bulunmaktadır. Ancak ilişkide oldukları eşlerini, aldattıklarını veya aldatmayı düşündüklerini bildiren erkeklere bakıldığında, testesteron seviyelerinin, bekar erkeklerle aynı seviyede olduğu bulgulanmıştır.

DR.Sabri Burhanoğlu - Randevu Al