Kıskançlık ve Haset

Kişinin bazı şeylere sahip olmak isteyip de elde edemediği durumlarda, bir başkasının buna sahip olduğunun bilgisi kişiyi rahatsız etmekte ve bu durum kişiyi hasete itmektedir

Bazı araştırmacılar hasetin hiçbir şekilde olumlu bir yanının olmadığını düşünmekte, bazıları ise hayranlık veya kötü niyet içermeyen haset ya da kıskançlık duygularının özünde, bireyi kendini geliştirme yönünde motive edici bir yönünün olduğunu söylemektedirler. Bir bakıma dozunda yaşanan haset yada kıskançlık daha iyisini yapmak veya elde etmek için olumlu yönde itici bir güç olmaktadır. Bu noktada kıskançlık/haset ve imrenme/hayranlık/gıpta arasındaki farklılıkların da göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Hasetin imrenme durumundan çok daha yoğun duygulara yol açtığını, bir şeyler elde edebilmek için çaba gösterme noktasında da daha itici bir güç olduğunu söylemek mümkündür. Hasette birey kendisini engellenmiş hissetmekte ve bu doğrultuda kendini geliştirme çabası daha yoğun gözlenmektedir. İmrenme ve hayranlık duyma çok daha olumlu şeyler çağrıştırsada, bu durum bireyde kendisini geliştirmeye yönelik herhangi bir çabaya yol açmamaktadır. Gerek süreç gerek sonuç bakımından hayranlık ve haset kelimelerine toplum tarafından yüklenen ahlaki değerlerde değişmekte ve hayranlık için daha pozitif, haset içinse daha negatif anlamlar yüklenmektedir.

Haset ile ilgili tanımlara bakıldığında ise, hasetin genel olarak hoş olmayan bir duygu olarak ifade edildiği ve çoğu zaman da düşmanca davranış ve kin gibi olumsuz duygu ve davranışları çağrıştırdığı görülmektedir.

Bu duygu bireyde, arzulanan bir nesne, sosyal statü gibi bir şeyin kendisinden başka birinin elde ettiğinden haberdar olmasıyla oluşan bir durumdur. Bu noktada haset ve kıskançlık arasındaki farklılığa da değinmek gerekebilir. Aslında kıskançlık ve haset birbirinden çok ayrı iki farklı duygudur. Romantik ilişkiler bakımından; haset iki insan arasında gelişen ve bireylerden birinin, diğerinin eksik bir yanı olması durumunda bundan zevk alması durumu iken kıskançlık ise genelde üç kişi arasında oluşan ve bireylerden birinin diğerini kaybetme korkusu ile beliren, durum ve süreç bakımından da hasetten çok farklı bir durumdur.

Genel anlamda haset ve kıskançlık arasındaki farkı şu şekilde ifade etmek mümkündür: Kişinin kendisinde olmayan bir şeye başkasının sahip olduğunu bilmek hasete yol açarken, kişinin bir şeye sahip olması ancak onu bir başka kişiye kaptırma korkusu kıskançlığa yol açmaktadır. Bu bağlamda sosyal karşılaştırmalar ile kişinin kendisini daha aşağıda hissetmesi hasete yol açıyor olabilir; çünkü söz konusu olan elinde var olan bir şeyi kaybetmek değil, aksine istediği şeyin kendisinde değil, bir başkasında olması durumudur.

Kültürden ve kültürel değerlerden bağımsız olarak hemen hemen her insanın yaşadığı kıskançlık (jealousy) ve haset (envy) kavramları genellikle birbirleriyle karıştırılmaktadır ve bu kavramların birbiriyle karıştırılıyor olmasının birkaç nedeni vardır.

Bu nedenlerden birincisi insanlar arasında bu iki kavramın sık sık birbirinin yerine kullanılıyor olmasıdır. Bu şekilde kıskançlık ve haset aynı veya birbirine yakın iki kavrammış gibi düşünülmektedir. Diğer nedenleri de bu iki durumun çoğunlukla birlikte ortaya çıkıyor olması ve kıskançlığın gerek süreç, gerekse sonuç bakımından hasetten çok daha yoğun bir şekilde hissediliyor olmasıdır.

Türkçe dilinde de haset yerine çoğunlukla kıskançlık ifadesinin kullanıldığını ve çoğu kıskançlık olarak ifade edilen pek çok duygunun aslında haset hissi içeren durumlar olduğunu söylemek mümkündür. Bu durumun bir nedeni de islam dinidir. Birçok ayet ve hadis haset duygusundan uzak durulması gerektiğini belirtmektedir. Sanırım kurnaz aklımız gıybet kelimesi yerine dedikoduyu koyduğu gibi, haset yerine kıskançlığı koyarak kendini rahatlamaya çalışıyor.

Haset ve kıskançlık, Kuran-ı Kerim’de kınanmıştır. Nîsa Suresi, 54 ve 128, Felak Suresi, 4, Ali İmran Suresi120, Bakara, 109 ayetlerde buna değinilmiştir.

Tasavvufa göre kıskançlık ve haset, kötü ve zararlı bir duygu olduğu için haram hükmündedir. Bilgisizlik ve açgözlülükle beslenir. En çok tanıdık, akrabalar, meslektaşlar arasında görülür.

Mesnevi de “Nefsin ve akranına haset etme. Zira haset, kötü işlerin en kötüsüdür. Kusur ve ayıbın mayası hasettir. Şüphesiz o her şeyde zehirlidir.” “Kıskançlık; bütün kusurların mayası, en kötü huydur.” şeklinde bahsedilmektedir.

Kendisinden daha üst seviyede bulunan bir kişiyle kendisini karşılaştıran ve haset durumu yaşayan birey olumlu yönde güdülenerek kendini geliştirme eğiliminde bulunabilir ve aradaki farkı bu şekilde kapatmaya çalışabilir. Ancak bu farkı kapatmanın bir yolu olarak da birey kendi seviyesini yükseltmek yerine üst seviyede bulunan kişiyi kendi konumuna düşürmeye çalışabilir. Eğitimli, iyi yetişmiş, yapıcı savunma mekanizmalarının kullanıldığı kişiler veya toplumlar kendi seviyesini yükseltmeye çalışarak bu farkı kapatmaya çalışırken, ilkel savunma düzenekleri kullanan kişiler veya toplumlar diğer kişinin seviyesini düşürerek bu açığı kapatmaktadır.

DR.Sabri Burhanoğlu - Randevu Al