Narsisizm Gelişim Kuramları

Narsisistik Kişilik Bozukluğu‘nun genel klinik belirtilerini önceki yazımızda paylaşmıştık. Narsisizm gelişim kuramlarını bu yazıda ele almak istedim. Konuya ilgi duymayanlar için karışık ve mesleki terimler geçiyor olabilir. Kuramsal yaklaşımları kendi dilimde anlatmak kuramcılara haksızlık olacağından başka seçeneğim yoktu.

Kernberg’e göre Narsistik Kişilik

Kernberg’e göre narsisistik kişilik yapıları, içselleştirilmiş kendilik ve nesne imgelerinin yeniden birleşme süreçlerinde, kendilik ile nesneyi ayrıştıran ben sınırlarının oluştuğu düzlemde meydana gelen bir kişilik patolojisidir.

İçselleştirilmiş nesne ilişkilerinin gelişim sürecindeki özgül bozulmalarla ortaya çıkan narsisistik kişilik yapılarının başlıca özelliklerine baktığımızda: büyüklenmecilik, aşırı bencillik, başka insanlardan hayranlık ve takdir elde etmeye çok hevesli olmaya karşılık başkalarına karşı çarpıcı bir ilgi ve eş duyum yokluğu gibi durumlar görülmektedir. Bu kişiler, kendilerinin sahip olamadığı şeylere sahip görünen ya da hayatlarından memnun görünen kişilere karşı çarpıcı bir biçimle yoğun haset duyarlar. İnsanlar ona ya içlerinde istifade edilecek potansiyel varmış ve fazlasıyla değerliymiş gibi görünür ya da içi boşalmış, yararsız ve dolayısıyla değersizmiş gibi görünürler. İlişkilerde duygusal derinliği yaşayamayan bu hastalar, başka insanların karmaşık duygularını anlayamadıkları gibi kendi duygularında da değişim yoktur, hafif parlamalar olur ve sonra duygu dağılır. Özellikle içten üzüntü ve yas dolu özlem duyguları hissedemezler, depresif tepkiler yaşayamamaları kişiliklerinin temel bir özelliğidir. Başkaları tarafından terk edildiklerinde ya da hayal kırıklığına uğradıklarında yüzeyde depresyona benzer bir tepki gösterirler ancak daha yakından incelendiğinde, bunun değer verdikleri bir kişinin kaybı dolayısıyla ortaya çıkacak gerçek bir üzüntüden çok kontrol arzularıyla yüklü öfke ve gücenme duyguları olduğu ortaya çıkar.

Narsisistik kişilikli bazı hastalar bilinç düzeyinde yoğun güvensizlik ve aşağılık hisleri duyarlar. Zaman zaman bu aşağılık ve güvensizlik hisleri büyüklenmeci hisler ve tüm güçlü olma fantezileriyle dönüşümlü olarak yaşanır.

Bu hastalar, iyileşme kavramına tahammül edemedikleri için terapi süreçlerini sabote ederler. Çünkü iyileşme, başkalarından alınan yardımı kabul etme anlamına gelmektedir. Narsisist kişilik yapısı olanların bağımlılığa tahammül edememeleri en temel özelliklerindendir.

Narsisistik kişiliklerin tanımlayıcı özellikleri, narsisist karakter savunmalarının mevcut olduğu diğer karakter patolojisi türlerinden ayırt edilmelerine genelde olanak sağlamaktadır. Tüm karakter savunmaları diğer işlevlerinin yanında, kendilik değerini korumak adına narsisistik işleve de sahiptir. Bu sebeple “narsistik kişilik bozukluğu” ile “narsisistik savunmaları” ayırt etmek büyük önem arz etmektedir. Örneğin obsesif kişiliklerin inatçılığı ve muhalifliğinin çoğu zaman kuvvetli bir narsisist niteliği vardır. Ancak, her ikisi de yüzeysel olarak “soğuk” görünmelerine karşın obsesif kişiliklerin ilişkileri narsisist kişiliklere oranla çok daha kararlılık ve derinlik içerir. Ayrıca narsisist kişilerin değer sistemleri, obsesif kişiliğin katı ahlakından farklı olarak kolayca sarsılabilir.

Kohut’a Göre Narsisistik Kişilik  

Kohut narsisizmi sağlıklı bir gelişimsel yapı olarak değerlendirmiş, patolojik narsisizmi ise normal gelişim hattında bir gelişimsel duraklama olarak ele almıştır. Kohut narsisistik gelişimi “bipolar self” kavramı üzerinde iki kutuplu bir kendilik olarak tanımlamıştır. Kendiliğin narsisistik gelişimi iki kutupta ortaya çıkmakta, “büyüklenmeci kendilik” ve “idealleştirilmiş ebeveyn imagosu” şeklinde iki gelişim hattı oluşturmaktadır. Bu iki hat birbirine paralel olarak gelişir, kendiliğin bir kutbunda hırslarının ve heveslerinin diğer kutbunda amaç ve ideallerinin oluşmasını sağlar. Eğer ebeveynler, çocuğun döneme uygun ihtiyaçlarını karşılamazlar ve kendilik nesnesi işlevlerini yerine getiremezlerse travmatik hayal kırıklıkları yaşanır ve sonuç olarak gelişimsel duraksamalar oluşur.

Eğer travmatik hayal kırıklıkları “idealleştirilmiş ebeveyn imagosu” hattında oluşursa kişi ileride, kaygı yaşadığı anlara yönelik olarak dışarıda “kaynaşılmak istenen bir güç kaynağı” arayışı ile “savunmacı büyüklenmeci kendilik” yapısı arasında salınır. Bütünlüğünü tehdit altında hissettiğinde parçalanma anksiyetesi yaşar ama kendini yatıştıracak içsel mekanizmalara sahip değildir . Çünkü çocuğun, erken dönemde yaşamış olduğu hayal kırıklıklarını yatıştıracak ve kendilik hasarı oluşmadan atlatmasını sağlayacak olan ebeveynler bu görevlerini yerine getirecek kapasitede değildir.

Eğer anne, çocuğun döneme uygun teşhirciliğini ve büyüklenmeciliğini aynalamazsa, travmatik hayal kırıklıkları “büyüklenmeci kendilik” hattında oluşur. Diğer bir deyişle, çocuğun narsisistik kendiliği değişime uğramadan (ilkel narsisizm) kalır ve ileride kişi “kendilik değerinin gerçek dışı olarak değerlendirilmesi” ile “aşağılık duyguları” arasında salınır. Bu iki durum arasında gidip gelme, yüzeyde abartılı bir kendilik değeri varken, içeride yoğun kendine güvensizlik ve aşağılık duygularının olmasına sebep olur. Bu yapı, narsisistik kişiliğin temel özelliklerindendir.

Kohut’a göre, narsisistik gelişimin bu iki yolu ‘beraberce’ işlevseldirler. Bir psikopatoloji iki yolda da hasar oluşmuş ise ortaya çıkar. Bir yoldaki kendilik nesnesi işlevlerinde herhangi bir tahribat oluşursa, çocuk diğer yoldaki optimal gelişim ile bu tahribatı onarabilir ve böylece kendini ruhsal bir az gelişmişlikten koruyabilir. Yani çocuklukta kendilik nesnelerinden birinin tepkisiz kalması durumunda, bir başka kendilik nesnesinden de yeterli karşılık göremeyip telafi edici yapılar kuramadığı sürece, kendilik ciddi anlamda zarar görecektir.

Kohut’a göre gerek narsisistik davranış bozukluğunda gerekse narsisistik kişilik bozukluğunda kendilikte zayıflama durumu vardır. Ancak narsisistik kişilik bozukluğunda kendilik bozukluğu daha ağır düzeydedir. Narsisistik kişilik bozukluğunda incinmeye aşırı duyarlılık, hipokondriyazis ya da depresyon ve heves kaybı gibi belirtiler görülürken narsisistik davranış bozukluğunda cinsel sapkınlık, madde bağımlılığı ve suça yönelik davranışlar görülmektedir.

Masterson’a Göre Narsisistik Kişilik  

Masterson, narsisistik kişilik bozukluğunun temel klinik görünümünde büyüklenmecilik, kendine aşırı bağlılık, takdir ve onay elde etmek için ötekinin peşinde koşulmasına rağmen başkalarına yönelik ilgisizlik ve empati yoksunluğu, tüm yaptıklarında mükemmellik arama, zenginlik, güç ve güzellik elde etmeye çalışma, büyüklenmeciliğini aynalayarak ona hayran olacak başkalarını bulmak için sonsuz bir motivasyona sahip olma” gibi özelliklerin olduğunu, bu savunmacı görünüş altında boşluk hissi ve yoğun kıskançlığın eşlik ettiği öfke durumunun olduğunu söylemektedir.

Masterson’ın ortaya atmış olduğu gelişimsel kendilik ve nesne ilişkileri kuramına göre, narsisistik kişilik bozukluğunda iki parça birim mevcuttur. “Büyüklenmeci kendilik savunması” ile “saldırgan, yırtıcı ve sert parça” birim.

Narsisistik bozukluğun büyüklenmeci kendilik savunmasıyla kaynaşan parça birimi, kendilik temsillerinden oluşur ve bu da büyüklenmecidir, nesne temsilidir ve tümgüçlüdür. Bunları birbirlerine bağlayan duygulanım eşsiz, özel, üstün takdir edinilen, tapınılan, mükemmel ve yetkin olma hissidir. Saldırgan kaynaşmış parça birim sert ve saldırgan nesne temsilinden, yetersiz ve parçalanmış olmanın kendilik temsilinden ve terk edilme savunmasının bağlayıcı duygulanımından oluşur.

Narsisistik kişiliklerde kendilik aktivasyonu veya ayrılma stresi, anksiyete ve depresyona neden olur, bu durumla baş edebilmek için savunmalar geliştirilir. Bu temelde yatan sert ve saldırgan birimin tetikleyicisi ya ayrılma stresi ya kendilik aktivasyonu ya da empatide olan bozukluktur. Bu parça birim tetiklendiğinde narsisist hasta üç savunma alternatifine sahiptir ve daha çok yaptığı savunma türüne göre üç farklı tipini tanımlamak mümkündür.

  1. Büyüklenmeci Narsisisistik Kendilik: Hastanın ana yatırımı maksimum düzeyde büyüklenmeci kendiliğine yoğunlaşır, grandiyözitesini harekete geçirir. Beğenilen olmak, özel ve eşsiz olmak, üstün olmak, takdir edilmek gibi diğer insanların kendini sürekli aynalaması adına kendini merkez yapmaya çalışma ve teşhirci davranışlar sergileme bu yapıların belirgin özellikleridir. İçlerindeki sert ve saldırgan birimi bu şekilde yatıştırırlar.
  2. Gizli Narsisistik Kendilik: Hastanın ana yatırımını, kendilik temsilinden çok nesne temsiline yoğunlaştırır. Terapisti de dahil başkalarını idealleştirerek savunmaya geçer. Büyüklenmecilik, nesnenin tümgüçlülük ve mükemmeliyetçilikle idealize edilmesinin ışığında haz alarak tatmin olur. Sürekli idealize edebileceği ve kaynaşabileceği insanlar, gruplar, takımlar bulmaya çalışır. Onları yücelterek, kaynaşmış olduğu yapı ya da kişiyle beraber kendi büyüklenmeciliğini de ortaya koymuş ve kendini de yüceltmiş olur.
  3. Develüe Edici Narsisistik Kendilik: Yukarıda bahsedilen savunmacı yapıların ikisini birden etkinleştiremediğinden, altta yatan sert saldırgan birimi eyleme dönüşmektedir. Bu uyarıcılar kendilik aktivasyonu ve ayrılma stresi altındayken altta yatan saldırgan birimi etkinleştirir. Hasta yetersiz, değersiz, eksik kendilik tasarımlarını nesneye yansıtırken, sert, saldırgan ve değersizleştirici nesne tasarımlarını içe alarak savunmacı kendiliği aktive eder. Daha çok saldırgan birimin nesne tasarımı kısmına yoğunlaşan bu hastalar, etrafındaki kişilerin eksiklerine ve kusurlarına yoğunlaşıp yaptığı davranışlarla onları değersizleştirerek bir taraftan büyüklenmeci kendiliği ve tüm güçlü nesneyi aktive ederken bir taraftan da narsisistik incinebilirliği kontrol altında tutmaya çalışırlar.

DR.Sabri Burhanoğlu - Randevu Al