Romantik İlişkilerde Bağlanma
Romantik ilişkilerdeki yakınlığa etki eden faktörler nelerdir. Bu sorunun cevabına birçok araştırma cevap aramış şimdiye kadar elde edilen en uygun yanıtlar bağlanma kuramı ile açıklanabilmiştir. İki kişi arasında yaşanan ilişkinin başlaması, gelişmesi, sona ermesinde erken yaşlarda bebek ve bakıcı arasında oluşan bağlanma biçiminin etkili olduğu öne sürülmüştür. Bağlanma kuramının ne olduğuna önceki yazımda değinmiştim. Bir Kişiye Bağlanma Nasıl Olur?
linkinden okuyabilirsiniz. Bebeklik döneminde kişinin benliğine ve başkalarına ilişkin gelişen zihinsel temsiller, yaşamın diğer dönemlerinde de etkili olmakta ve bireyin romantik ilişki, partner değerlendirmesine belirleyici işlevi olmaktadır.
Yapılan araştırmalara göre güvenli bağlanma stiline sahip olarak sınıflandırılan yetişkinler, kolayca yakın ilişkiler kurabildiklerini ve ilişkilerinin tatmin edici olduğunu açıklamışlardır. Bu yetişkinler ilişkilerinde çok az problem yaşamaktadır ve ilişkileri genel olarak uzun sürmektedir. Güvenli bağlanma stili olan yetişkinler daha mutlu, güvenli ve partnerlerinin hatalarına rağmen destekleyici bulunmuştur.
Kaygılı-kararsız bağlanma stiline sahip olan yetişkinler, romantik ilişkilerinde partnerlerinin kendilerini terk edeceğinden endişe duydukarını belirtmişlerdir. Bu tür bireyler ilişkilerinde kıskanç, çok sık duygusal iniş çıkışlar yaşayan ve cinselliğe aşırı derecede önem verenler olarak gözlenmiştir.
Kaçınan bağlanma stili içerisinde sınıflandırılan yetişkinler ise, yakınlık kurmak istememektedir. Bu tür bağlanma stili olan bireyler, ilişkilerinde kıskanç ve sık sık duygusal iniş çıkışlar yaşamaktadır. Bu bireyler partnerlerine karşı soğuk ve mesafelidir.
Çocukluk dönemlerinde aileleleriyle sıcak, sevgi dolu ilişkileri olan bireyler güvenli bağlanma stiliyle, aileleriyle reddedici, kaçınıcı ilişkileri olan yetişkinler kaçınan bağlanma stiliyle ve aileleriyle bazan sevgi dolu, bazan de reddedici ilişkiler belirten bireyler ise kaygılı-kararsız bağlanma stili ile sınıflandırılmışlardır.
Bağlanma kuramına göre bir yakın ilişki, temel gereksinimleri karşılayabildiği ölçüde doyurucudur. Herhangi bir yaşta bağlanmanın kalitesi büyük ölçüde “partnerimin ulaşılabilirliğine ve gereksinimlerime olumlu karşılık vereceğine güvenebilir miyim” sorusuna verilecek yanıta bağlıdır. Güven yakınlığın gelişimini özendirmektedir.
Bartholomew ve Horowitz doksanlı yılların başında yayınladıkları makalelerinde; Bowlby’nin benliğe ve başkalarına ilişkin temsiller kavramını esas alarak, yetişkinlerde bağlanma stillerini yeniden tanımlamış ve farklı bir model önermiştir. Bu modelde, benlik ve başkaları modellerinin olumlu ve olumsuz olma durumları dikkate alınarak bağlanma stilleri dört kategoride ele alınmaktadır. Bunlar: Güvenli (secure), saplantılı (preoccupied), korkulu (fearful), kayıtsız (dismissive-avoidant) bağlanma stilleridir.
Güvenli Bağlanma Stili; bireyin hem benlik hem başkaları boyutlarını olumlu olarak gördüğü stildir. Kişi kendisinin sevilmeye değer olduğunu, başkalarının da genel olarak kabul edici ve destekleyici olduklarını düşünür, ilişkilerinde güvenli ve rahattır. Başkalarıyla kolayca yakınlık kurabilirken aynı zamanda ilişkilerinde de özerk kalabilir.
Saplantılı Bağlanma Stili; kişinin kendisiyle ilgili değersizlik duyguları beslediği (olumsuz benlik modeli), partnerlerini ise olumlu olarak değerlendirdiği (olumlu başkaları modeli) stildir. Bu stile girenler, kendilerini sevilmeye değer görmezken başkalarını sevilmeye değer bulurlar, ilişkilerinde takıntılıdırlar.
Kayıtsız Bağlanma Stili; benlik modelinin olumlu ancak başkaları modelinin olumsuz olduğu bağlanma stilidir. Kendilerini değerli görme eğilimindeyken başkalarına karşı olumsuz tutum içindedirler. Bu kişiler özerkliğe son derecede önem verirler; başkalarına duyulan ihtiyacı ve yakın ilişkilerin önemini savunmacı bir şekilde reddederler.
Korkulu Bağlanma Stili; her iki zihinsel model de olumsuzdur. Bu stil, güvenli bağlanma stilinin tam tersidir. Değersizlik duyguları içinde birey kendini başkalarının sevgisine layık görmez; başkalarını da reddedici ve güvenilmez olarak görür.
İlişkilerinde sorun yaşayan bazı danışanlar özellikle partnerlerinin bağlanma stillerini çok güzel ifade edebilmektedirler. Bazı kendisini çok iyi tahlil edebilen danışanlarda kendi bağlanma stillerini anlayabilmektedir. Bağlanma stilerinin önemi özellikle çift terapilerinde oldukça önem taşımaktadır.
Bağlanma stilleri kişilik gelişimi içinde bir etken olduğundan ilişkiyi etkileyen önemli bir yapıya da katkıda bulunmaktadır.