Ruhsal Temelli Bir Göz Hastalığı: Santral Seröz Koryoretinopati
Psikiyatri pratiğinde hastalarımız bazen göz bulguları ile bize başvururlar. Bulanık görme şikayeti ile başvurdukları göz doktorlarının yönlendirmesi ile gelen bu hastalar “zaten gelmem gerektiğine inanıyordum ama göz doktoru yönlendirince bunu hızlandırdıklarıp geldim” şeklinde ifadeler kullanırlar. Bazende ruhsal tedaviye özellikle yeni başladığımız dönemde göz bulguları ortaya çıkar ve bizden sonra göz doktorlarına başvururlar. Bu bozukluk göz doktorlarınca “Santral Seröz Koryoretinopati” olarak adlandırılır. Kısaca halk dili ile “sinirsel göz bozukluğu”, “Psikolojik göz bozukluğu” veya “Stresin göze vurması” şeklinde tanımlanabilir.
Bu bozukluğun nedeni halen daha tam olarak aydınlatılamamıştır. Risk Faktörleri olarak ruhsal dinamikler, kortizol kullanımı ve bazı sistemik hastalıklar suçlanmaktadır. Biz burada ruhsal dinamikleri ve diğerleri ile ortak olan alanları gözden geçireceğiz.
Hastalar görme bozukluğu nöbeti öncesinde sıklıkla stresli bir olay yaşadıklarını ifade ederler Bu kişiler rekabetçi, zamanla yarışan, ani öfkelenen ve başarı odaklı kimselerdir. Bu kişilik yapısına sahip olan bireylerde diğer bireylerden daha yüksek kan adrenalin ve kortizol hormonu seviyeleri bildirilmiştir.
Vücudumuzda stres sırasında ne oluyor?
Herkesin anlayacağı yalın dilde anlatmak gerekirse Beyin alarm vaziyetine geçip stress hormonlarını (kortizol, adrenalin ve buna benzer onlarca hormon) salıyor ve aynı zamanda otonom sinir sistemi dediğimiz sistemde sempatik deşarj (savaş yada kaç) meydana gelmektedir. İşte bu hormonal ve sempatik aktivitenin hassas bir doku olan retinaya yaptığı etki sonucu bu bozukluk ortaya çıkmaktadır. Bu bozukluğun ortaya çıkmasında suçlanan diğer durumlar da dışardan verilen kortizon veya sempatik deşarjı arttıran maddeler, Cushing hastalığı, burundan kortizollu sprey kullanımı, Ekstazi kullanımı ve bazı romatolojik hastalıklardır.
Klinikte hastaların çoğunluğu ilk olarak hafif bir görme bulanıklığı tarifler. Bazı hastalarda migren benzeri baş ağrıları buna eşlik eder. Genellikle 2-3 ay içinde kendiliğinden iyileşir ve görme keskinliği eski haline döner. Tedavi edilmeyen olgularda nüks oranları %15-%50 arasında bildirilmektedir.
Bu hastalığın psikiyatri dışı tedavisini Göz doktorları yaparlar ancak çoğu vakada Göz hekimi girişimine gerek olmaz. Dışardan alınan kortizon veya benzeri ilaç veya maddeyi kesmek ilk girişim olmalıdır.
Psikiyatrik tedavide ise hastalığa Psikosomatik bozukluk penceresinden bakmakta fayda vardır. Ruhsal ilaç tedavisinde altta yatan psikiyatrik duruma göre Antidepresanlar, kısa süreli sedatif ilaçlar kullanılabilir.
Psikoterapide gevşeme, öfke kontrolü, duygu ve düşünceleri sağlıklı şekilde ifade etme, Bazal vücut stresini azaltma, Stresle başetme metotlarının öğretilmesi gibi bilişsel davranışçı yaklaşımlar uygulanabilir.